CHP İstanbul’da eski ilçe başkanlarının bir kısmı, Gürsel Tekin’in talimatıyla hazırladıkları bildiriyi sahneye sürerek parti yönetimine başkaldırdıklarını ilan etti. Kağıt üstünde “parti ahlâkı”, “yolsuzluk hassasiyeti”, “Atatürk’ün mirası” gibi büyük sözler var; fakat bu imzaların geçmişinde bugünkü söylemleriyle taban tabana zıt bir sicil duruyor.

Bu grubun en çarpıcı isimlerinden biri ise CHP Esenler eski İlçe Başkanı Bülent Ütebay.
Geçtiğimiz haftalarda kayyuma koşulsuz destek verdiğine dair haberimize “iftira” diyen birkaç CHP üyesi olmuştu. Oysa Ütebay, Gürsel Tekin kayyum atanır atanmaz yanına gidip desteğini bildiren ilk isimlerden biriydi. Bu fotoğraf gibi ortada duruyor.

Şimdi ne oldu?
Bugün Ütebay, sosyal medyasına bir bildiri koyup “CHP’yi yolsuzlukla suçlayan devrimci kahraman” rolüne büründü.

Rol büyük ama gerçek küçük.

Ozan Işık’la kol kola delege dizen adam, bugün “parti ahlâkı” diye bağırıyor

Esenler’deki delege seçimlerini hatırlayanlar iyi bilir:
Ütebay, o dönem CHP Parti Meclisi Üyesi Ozan Işık’la kol kola girerek delegeleri tek tek belirleyen isimlerden biriydi.
Bugün “taptik uygulamalar var”, “keyfilik var”, “değerler çiğneniyor” diye bağıran adam, o gün kapı kapı dolaşıp kendi çıkarına uygun delege listesini oluşturmaya çalışan kişiydi.

Ey Ozan Işık, bu adamı ne zamana kadar taşıyacaksın?
Ey Kemal Şahin, bunca açıklamadan sonra hâlâ disiplin mekanizmasını işletmeyecek misin?
Ve ey Ali Ütebay, amcanın bu siyasi dönüşünü, bu ikiyüzlülüğünü örgüte nasıl açıklayacaksın?

Avcılar’daki “pasta masası” unutulmadı

Bildiride “yolsuzluk”, “şaibe”, “çürüme” diye dizilen cümleler var ya…
Bu isimler, yıllar önce Avcılar’da kapalı kapılar ardında paylaşılacak pastanın dilimlerini konuşuyorlardı.
Bugün dilim alamayan, payı azalan, dengesi bozulan eski ilçe başkanları şimdi meydanlara çıkıp “parti ahlakı” dersi veriyor.

Yahu dün birlikte bölüşmeye çalıştığınız pastayı bugün “yolsuzluk” diye mi pazarlıyorsunuz?

Kayıp çıkarların doğurduğu sahte isyan

Eski ilçe başkanlarının bu bildirisi, CHP’nin tarihini sahiplenen bir siyasi duruş değil;
doğrudan kaybettikleri nüfuzun, ellerinden kayan rantın ve artık kimsenin ciddiye almadığı bir grubun son çırpınışı.

Atatürk’ün sözlerini kalkan yapıyorlar ama dünkü sicilleri ortada.
Partiyi kirlettiklerini unutturmak için bugün kendilerini “temizlik timi” gibi göstermeye çalışıyorlar.

Asıl gerçek şu: CHP’nin yükü, bu siyasi turistleri taşımak zorunda değil

CHP geçmişte çok kriz gördü, çok kumpas gördü, çok saldırı gördü.
Ama hiçbir dönem kendi koltuğu sallanınca Atatürk’ün adını hatırlayıp, menfaat bitince “yolsuzluk” narası atan bu tiplerle uğraşmak zorunda kalmamıştı.

Ütebay ve onun gibi “dün kayyumun yanında, bugün isyanın lideri” pozuna girenlerin yaptığı şey siyaset değil; kişisel hesaplaşma ve çamur atma operasyonudur.

Son söz: CHP’nin önündeki engel AKP değil, önce bu ikiyüzlü siyaset tüccarlarıdır

Partinin içini yıllarca kendi küçük çıkar hesaplarıyla karıştıranlar bugün “Cumhuriyet değerleri” diye avaz avaz bağırıyor.
Oysa bu değerleri ayaklar altına alan, tam da bu isimlerin yıllarca kurduğu kirli ittifaklardı.

Bu bildiri, CHP’ye yapılmış bir eleştiri değil, CHP’nin sırtından yıllarca geçinenlerin son misillemesidir.

İşte açıklama...